Ergenlik, bireyin çocukluktan yetişkinliğe geçerken büyük fiziksel, zihinsel ve duygusal değişimler yaşadığı özel bir dönemdir. Bu süreçte gençler hem kendilerini hem de çevrelerini yeniden keşfederken, ruh hallerinde ani değişimler görülebilir. Bu dalgalanmalar çoğu zaman gelişimin doğal bir parçasıdır; ancak ailelerin bu süreci doğru anlaması, çocuğun psikolojik sağlığını desteklemek adına kritik önemdedir.
Hastanın yaşı ne olursa olsun, terapistin amacı çocuğun duyguları üzerinde çalışmak ve çocuğun sağlıklı bir yola geri dönmesine yardımcı olmaktır. Öte yandan, çocuklar ihtiyaç duydukları tedaviyi alamazlarsa, yetişkinlik çağında bile devam edebilecek olumsuz gelişimsel, zihinsel ve duygusal etkiler yaşayabilirler.
Ergenlikte artan hormon seviyeleri (özellikle östrojen ve testosteron), duygusal yoğunluğu artırır. Bu durum, ergenin zaman zaman kendini öfkeli, üzgün ya da endişeli hissetmesine neden olabilir (Blakemore, 2012).
Ergenler, kim olduklarını anlamaya çalışırken ailelerinden ve arkadaşlarından gelen beklentilerle baş etmeye çalışır. Bu durum, içsel çatışmalara ve ruhsal dalgalanmalara yol açabilir (Erikson, 1968).
Beynin duygu düzenleme ve karar alma ile ilgili bölgeleri (özellikle prefrontal korteks) ergenlik boyunca gelişmeye devam eder. Bu da tepkilerde ani değişimlere zemin hazırlar.
Ergenlikte görülen bazı ruhsal belirtiler, olağan sınırların ötesine geçiyorsa destek alınmalıdır. Ailelerin dikkat etmesi gereken başlıca işaretler: